Türkiye’deki görev süresinin sona ermesinin ardından ülkesine dönecek olan Kore Kültür Merkezi (KKM) Müdürü Park Kee Houng, cağ kebabını ailece özleyeceklerini, emekliliğinde kış aylarını Antalya’da geçirmeyi hayal ettiğini söyledi.
Park, Türkiye’deki yaşantısını ve hatıralarını AA muhabirine anlattı.
Türk halkının sıcakkanlı olduğunu ve dostluğu önemsediğini dile getiren Park, Türkiye- Güney Kore ilişkilerinin yüzyıllar boyunca süreceğini düşündüğünü ifade etti.
Park, KKM Müdürü olarak Türk hayranların K-Pop sevgisi ve tutkuları sayesinde mutlu zamanlar geçirdiğini belirterek, Kovid-19 salgınının yaşandığı 2021’de düzenlenen açık hava konserine 6 binden fazla Türk izleyicinin katıldığını, o coşkuyu unutamadığını anlattı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’teki depremleri de unutamadığını, felaketin hemen ardından Güney Kore’den gelen arama kurtarma ekibine destek amacıyla deprem bölgesine gittiğini kaydeden Park, “Koreli arama kurtarma ekibi, kızı ve annesini kurtardığında yardım ekipleri ve yerel halkın coşkulu sevinç sesleri hala kulaklarımda yankılanıyor.” diye konuştu.
“Mümkünse sık sık Antalya’ya gelmek istiyorum”
Park, görev süresi boyunca Türkiye’nin birçok şehrini gezme fırsatı bulduğunu ve Antalya’yı çok sevdiğini söyledi.
“Tarihi kalıntılarla birleşen Akdeniz sahili, bir anda biriken tüm stresi yok edecek kadar güzel.” diyen Park, şunları kaydetti:
“Ayrıca Kültür Merkezi Müdürü olarak K-Pop, K-Klasik konserleri gibi etkinlikleri gerçekleştirmek isteyecek kadar beğendiğim Aspendos Antik Tiyatrosu da var. Burada K-Pop performansı gerçekleştirememek, hala içimde kalan bir konu.
Kore, kış geldiğinde çok soğuk oluyor. Kış aylarında sıcak Antalya’ya üç ay kadar süreyle gelip yaşamak ve sonrasında bahar, sonbahar aylarını Kore’de geçireceğim bir emeklilik hayatı hayal ediyorum. Mümkünse sık sık Antalya’ya gelmek istiyorum.”
Türkiye-Güney Kore ilişkilerini kültürel açıdan değerlendiren Park, kurumunun iki ülke arasındaki kültürel etkileşim ve etkinliklere odaklandığını, gösteriler ve benzeri etkinlikler düzenlediğini söyledi.
Park, kültür ve sanat yoluyla iletişim ve empatiye dayalı Güney Kore-Türkiye ilişkilerinin gelecekte birbirine kök salmış kardeşlik bağlarının ötesine geçerek siyaset, ekonomi, toplum ve diğer tüm alanlarda sıkı ilişkilere dönüşeceğine inandığını dile getirerek, iki ülke dilleri arasında benzerliklerin bulunduğunu, düşünce tarzları ve duyguları ifade etmede birçok ortak noktanın olduğunu belirtti.
Adana kebap, beyran çorbası, cağ kebabı ve benzeri Türk yemeklerinin damak zevkine tam uyduğunu ifade eden Park, cağ kebabının ailece Güney Kore’ye döndüklerinde özleyecekleri lezzet olduğunu sözlerine ekledi.