CHP’nin seçim bildirgesi ve aday tanıtım toplantısı Ankara Spor Salonu’nda başladı. Salonda CHP’nin kampanya sloganı “İşimiz gücümüz Türkiye”, “Gücümüzü milletinizden güvenimizi yaptığımız işten alıyoruz” pankartları dikkat çekti. Toplantıda Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş yer almadı.
Partide yeni anket doğrultusunda değerlendirmenin sürdüğü kaydedildi. Parti kaynakları son anketin olumsuz geldiğini belirterek Savaş’ın yerine başka bir ismin gösterilmesinin sürpriz olmayacağını aktardı. Toplantıda büyükşehir, il ve ilçe belediye başkan adayları sahneye çıkıp fotoğraf çektirdi.
SEÇİM BİLDİRGESİ TANITILDI
Toplantıda CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin “kalkınma, refah, dayanışma belediyeciliğini önceleyen 3 bölümden 15 alt başlıktan ve 105 sayfadan oluşan bildirgesini” tanıttı.
Özel’in sözlerinden öne çıkanlar şöyle oldu:
‘BİR PARTİNİN ÖNCEKİ GENEL BAŞKANLARINA VEFA GÖSTERMEK ONLARIN PARTİSİNİ İKTİDAR YAPMAKLA OLUR’
Bugün 18 Şubat, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ilk seçimine 42 gün kaldı. 81 ilden belediye başkan adaylarımızı tanıtmak ve seçim bildirgemizi açıklamak için büyük bir hazırlığın ardından hep birlikte huzurunuzdayız. Bugün bu salonda bulunan arkadaşlarımız, bundan 3,5 ay önce yine bu salondalardı. Hep beraber dünyada konuşulan Türkiye’nin göğsünü kabartan bir parti içi demokrasi örneği ile büyük bir olgunlukla kurultayımızı gerçekleştirdik. O gün de söylemiştim, CHP’nin kurultayları görev veren kurultaylardır. 1919’da Sivas’ta CHP Sivas Kongresi’ni gerçekleştirdikten sonra CHP’nin Kurucu Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ikinci ilk kurultayın yapıldığı düşünülen günlerde, CHP’nin ilk kurultayının Sivas Kongresi olduğunu ifade etmiş ve o kurultayın CHP’lilere önce kurtuluşu, sonra da kuruluşu öğütlediğini ifade etmişti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Samsun’a çıktılar, Sivas’a gittiler, Erzurum’a gittiler, Türkiye’nin dört bir yanında katıldıkları ve katılmadıkları kongrelerle rıza ürettiler, tartıştılar, önce kurtuluşu, sonra da kuruluşu örgütlediler 100 yılın ilk çeyreğinde, 25 yıl boyunca CHP yoklukları var etmeyi, açlığı, salgın hastalıkları bitirmeyi, tek adam yönetimi ile kötü bir yönetimle, tebaa halindeki, yokluk halindeki bir halktan yönetenleri seçecek özgür cumhuriyet bireylerini yaratmayı, onların önce karnını doyurmayı, hastalıklara engel olmayı, sonra onlara çalışacakları fabrikalar kurmayı ve en nihayetinde çok kısa sürede Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün deyimiyle 10 yılda 15 milyon her yaştan genç yaratarak, hem kültür devrimini, hem eğitim devrimini, hem sanayi devrimini ve tüm devrimleri peşi sıra gerçekleştirip, bunu seçmenlerine değil bütün bir halka içselleştirip, Türkiye’yi tek yumruk halinde bir büyük şahlanışa inandırdılar ve ortak ettiler. Maalesef CHP ilk 100 yılın son çeyreğinde, son 25 yılda iktidardan uzaktı ve Türkiye CHP’li iktidarlardan mahrumdu” diyen Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel ayrıca, “Böyle bir sürecin sonunda girdiğimiz ikinci yüzyılda kurultayımız bize bir kez daha CHP’yi sadece üyeleri ile değil, sadece CHP’lilerle değil içinde bulunduğumuz şartlar göz önüne getirildiğinde, Türkiye’yi yeniden tek yumruk yapacak, yeniden kucaklayacak, Türkiye’yi yeniden birlikte bir dirilişe, şahlanışa, tek kişinin, bir zümrenin, bir ailenin, bir partinin çıkarları ile değil tüm toplumun çıkarlarını önceleyen bir şekilde yönetilebilecek olduğuna inandıracak bir birliktelik için bizleri görevlendirdi. Ben bugün burada iki sayın genel başkanımın huzurunda ve ilk günden bugüne kadar partimize hizmet etmiş bütün genel başkanlarımı, hayatta olmayanları rahmetle, aramızda olmayan iki genel başkanımızı minnetle ve buradaki değerli genel başkanlarımızı şükranla, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sağ olsunlar, var olsun. Zaman zaman siyasette vefa tartışmaları oluyor. Elbette parti kültürümüz gereğince kendimizden önceki genel başkanlarımıza büyük bir vefa duyuyor ve en yüksek saygıyı gösteriyoruz. Ama bu salona hatırlatmak istediğim bir şey var. O da bir partinin önceki genel başkanlarına vefa göstermek onlardan alınan emaneti, onların partisini, CHP’yi iktidar yapmakla olur. Bunu başaracağız.
‘3, 5, 10 MEMNUNİYETSİZ ARKADAŞIMIZ…’
Bugün huzurunuza en doğru isimlerle çıkmak için çok çalıştık. İnce eledik, sık dokuduk. 11 parti meclisi toplantısı yaptık. Neredeyse kurultaydan bugüne kadar her hafta bir parti meclisi toplantısı yaptık. Toplamda 1127 aday belirledik. Belediye başkanlıkları için 100 kadın adayımız, 2019’a göre tam 2 katına çıkmış kadın aday sayımız var. Açıkçası bu CHP için, Türkiye için önemli bir adımdır ama asla yeterli değildir. Kadın ve erkek eşitliğini önceleyen, kadının siyasette eşit temsili için kanun teklifleri veren, kendi tüzüğünde cinsiyet kotası olan bir parti olarak bu adımı büyük bir adım değil küçük ve ilk bir adım olarak görüyoruz. Anlamlandırıyoruz. Bundan sonra her kademede kadınların eşit temsili için, bundan sonraki yerel seçimlerde kadınları çok daha fazla sayıda adaylaştırabilmek için, Türkiye’nin Cumhuriyetçi, Atatürkçü, ülkesine hizmet etmek isteyen, 81 ildeki, tüm coğrafyadaki Atatürk’ün kadınlarını ve kızlarını CHP’de siyaset yapmaya davet ediyorum. Bu iradenin arkasında CHP’nin Genel Başkanı olarak bizzat duracağım. Söz veriyorum. 1127 adayımızdan 196 tanesi genç adayımız. Bu konuda da çok önemli ve çok büyük bir adım attık. Geçtiğimiz günlerde İzmir’de aday tanıtım toplantısındaydım. Orada İzmir tarihi boyunca altı kadın belediye başkan adayımız varken, bugün hepsi seçilecek yerden dokuz kadın adayı İzmirlilerin önüne çıkardık. Yine 40 yaş altında 14 belediye başkan adayımızla İzmir’in huzurundaydık. İzmir’de CHP’de kadın ve genç aday sayısı, bu konudaki hem talep, hem de örgütün bu konudaki motivasyonu çok kıymetliydi. Ben dokuz kadın adayımızı, 12 genç adayımızı İzmirlilere emanet edip geldim. Şimdi sizlerden tüm genç adaylarımıza, tüm kadın adaylarımıza sahip çıkmanız ve bundan sonra gençlerin ve kadınların Atatürk’ün istediği ve onun açtığı yolda ilerleyebilmeleri için hepsini siz değerli örgütümüze emanet ediyorum. Aday belirleme süreçleri bazı partilerde kapalı kapılar ardında oluyor. Listeler basına geçildiğinde ya da aday tanıtımı yapılırken görülüyor. Oysa CHP’de hep böyledir ama bu dönem objektif kriterleri ve çok önemli yöntemleri benimsedik ve sürdürdük. Adaylarımızı belirlerken seçmenimizi dinledik, örgütümüzü, aday adaylarımızı dinledik. Sokağın sesine kulak verdik. Kanaat önderleri ile görüştük. Parti Meclisi üyelerimizi ve milletvekillerimizi görevlendirdik. Onların detaylı raporlarını aldık. 3 bin araştırma yaptırdık. Sonuçta 339 bin tekil anket sonucu ile adaylarımızın belirlenmesi için çok önemli veriler elde ettik. Mevcut belediye başkanlarımız hakkında memnuniyet anketleri, memnuniyet anketlerinin olumlu olması durumunda adaylığa devam sürecini gerçekleştirdik. Ardından aday değişikliği olan yerlerde 1-2-3 ve hatta bazı özel durumlarda 5 ankete kadar sahadan veri toplamayı, seçmenin beklenti ve taleplerini okumayı tercih ettik. Sonunda burada karşımızda adaylarımız var. Aday adayı olup da 16 bin başvurudan, 3 bin 500’ün üzerindeki doğrudan belediye başkan adaylığı içindi, adaylaşamayanlar oldu. Son günlerde bazı televizyonlarda, gazetelerin kiminin manşetinde, kiminin eteğinde, kiminin iç sayfasında, 3-5-10 memnuniyetsiz arkadaşımızın partiden ayrıldığını ya da başka taraflardan aday olmak istediklerini ve eleştirel açıklamalarını görüyoruz. Hepsine sonuna kadar saygı duyuyorum. Hiç kötü söz söylemeyeceğim. Ama esas mesele, esas konuşulması gereken benim gönlümde manşette olan, benim gönlümde alt yazılardan geçen, benim gönlümün kahramanları, kendisi aday olmadığı günün ertesi sabahı adaya telefonu açıp, ‘Çok istedim olmadı ve sizi belirlediler, ben çalışmaya hazırım’ dediğinde, daha adayın kahvaltısını yapmadığı saat 08.00’de aday adayı arkadaşının telefonu ile güne başlayanlar var. Kendisi için giydirdiği aracı aday olan arkadaşına teklif edenler var. Kampanyanın koordinasyonunu üstlenenler var. Kampanya için kendisine ayırdığı bütçeyi ilçe başkanına teslim edenler var. Yani 3-5 kişi partiyi tartıştırıyor ama partililiğini kimseye tartıştırmayan, adayımızın arkasında duran, partinin başarısını kendi başarısı sayanlar var. Şimdi birazdan adaylarımızı ayrı ayrı tanıtacağız. Ekrana yansıyacak. Bol bol alkışlayacağız. Adaylar burada alkışlanacak, gidecekler illerinde alkışlanacaklar, otobüsün üstünde alkışlanacaklar. Platformlarda alkışlanacaklar, köylerde, kahvelerde alkışlanacaklar, mazbata töreninde alkışlanacaklar, açılış yapacak alkışlanacaklar ama şimdi kimse alkışlamasın. Sadece aday gösterdiğimiz arkadaşlarımızdan ve belediye başkan adayı arkadaşlarımızdan tüm aday adaylarımıza kuvvetli bir alkış istiyorum. Bu alkış kahraman CHP’lileredir. Bu alkış kendini değil partisini düşünenleredir. Bu alkış kentini Recep Tayyip Erdoğan’a teslim etmek istemeyenleredir. Bu alkış Cumhur İttifakı değil Türkiye ittifakı diyenleredir. Bu alkış gerçek Cumhuriyetçilere, demokratlara, Atatürkçüleredir. Bu alkış Cumhuriyetin ikinci yüzyılında CHP’yi iktidar yapmayı her şeyden çok isteyen aday adaylarımızadır. İyi ki varsınız. Hepinizi çok seviyoruz, hepinizi yürekten alkışlıyoruz.
BELEDİYELERİ HALKIN SÖZ SAHİBİ OLDUĞU KURUMLAR HALİNE GETİRMEK İÇİN YENİ BİR YOLA ÇIKIYORUZ
Niye kazanmak zorundayız. Çünkü bizim evine ekmek götüremeyenlere borcumuz var. Çünkü bizim ülkeyi terk etmek zorunda kalan gençlere borcumuz var. isteyenlere borcumuz var. Atanamayan öğretmenlere, açlık sınırında yaşayanlara, açıkta bırakılan depremzedelere borcumuz var. Bunun için çalışmak zorundayız. Bir yola çıkıyoruz, liyakatli kadının gücünün gençliğin enerjisinin hakim olduğu kadrolarımızda şehirlerimizi afetlere karşı dirençli hale getirmek için daha fazla sosyal yardımı daha adil ulaştırmak için, gençlerimize daha sosyal alanlar oluşturmak için, belediyeleri halkın söz sahibi olduğu kurumlar haline getirmek için yeni bir yola çıkıyoruz.
ERDOĞAN’IN KALBİNDE TAŞ VAR, İNSAF YOK
(Erdoğan’ın Hatay’da yaptığı konuşmayla ilgili) Açıkça netçe şunu söyledi ‘Hatay mağdur oldu çünkü belediyesi bizde değildir’ dedi. Bu söze siyaseten verecek bir cevap bulamadım bu söze söyleyecek söz bulamadım çünkü karşımızdaki depremzedeyi geçmişte verdiği oydan dolayı cezalandıracak gelecekte vereceği oya göre şantaj yapabilecek bir taş kalpliliğe bağlıydı. Onun kalbinde taş var, kalbinde vicdan, insaf yok. Ancak onun karşısında Hatay’ı da Türkiye’yi de çok seven Cumhuriyet Halk Partililer var. Bunu öğrenecek.
‘İŞİMİZ GÜCÜMÜZ TÜRKİYE’ SLOGANI
Bu sloganla ilgili son günlerde önemli bir gündem var. Diyorlar ki, bir parti ‘Üç hafta önce adayımız kullandı’, bir parti ’10 gün önce billboard giydirdik.’ O arkadaşlara şu çağrıyı yapıyorum. İşimiz Gücümüz Bursa sitesine bir baksınlar, İşimiz Gücümüz Sivas sitesine bir baksınlar. Bu isimlerin başvuru hakları 2 ay önce alındı. 9 Ocak’ta başvurusunu yaptığımız bu sloganımızı beğenenler varsa ‘İşimiz Gücümüz Türkiye’ diyen arkadaşlarımızın CHP’nin kurumsal kimliğine saygı duymasını diliyoruz.
‘TÜRKİYE İTTİFAKI’
Cumhur İttifakı’nın karşısındaki ittifakın adı Türkiye İttifakı. 5 yıl önce CHP’nin içinde bulunduğu ittifak, bugün aynı isimle seçimle girmiyor. Bu ittifak ortaklarımız verdiği, bizim de saygı duyduğumuz bir karar. Muhalefete muhalefetin iktidara yaradığını biliyoruz. Gücümüzü aldığımız, yetkimizi aldığımız hizmetleri yaptıklarımız değişmedi. O günden bugüne yeni oy kullanacak seçmenimiz var, hepsi genç.. Geçen seçimde Saray’a itiraz edenler yine buradalar, gelecek seçimde israf bitsin tasarruf olsun diyenler yine buradalar, geçen seçimdeki iyi insanlar yine buradalar. Kimse CHP’nin seçime ittifaksız girdiğini zannetmesin. Bu ittifakın adı ‘Türkiye İttifakı’dır.
LÜTFÜ SAVAŞ KRİZİ
Mevcut başkan Lütfü Savaş’ın adı, parti tarafından ilk açıklandığı günden bu yana tartışma konusu oldu. Son olarak 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde Hataylılar tarafından protesto edilen Savaş adaylıktan vazgeçmemiş, parti ise yeni isim arayışlarına girmişti. Savaş protestolar sonrası “Hatay üzerinden kirli bir oyun oynanıyor. Protestocuların kim olduğunu biliyoruz. Korkmayacağım, sinmeyeceğim” ifadelerini kullanmıştı.
CHP’nin AHBAP Derneği Başkanı sanatçı Haluk Levent ve eski Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Aylin Kotil’e de gayriresmi bir teklif götürüldüğü öne sürülmüştü. Levent de Kotil de teklifleri reddettiğini, CHP de ‘kurumsal düzeyde’ bir teklif yapılmadığını bildirmişti.